Kısaca birden fazla kişinin 3’er sayfa yazarak oluşturdukları bir hikaye defteri. Defter elinde olan kişi daha önceki yazan kişilerin oluşturduğu hikayeyi okuyarak o hikayenin devamı niteliğinde 3 sayfa da kendisi yazacak. Kendi kısmını tamamladıktan sonra sıradaki kişiye kargolayacak.

Instagram sayfamızdaki Direkt Mesaj üzerinden bize katılmak istiyorum diye mesaj atmanız yeterli. Sonrasında sıra size geldiğinde sizden adres, telefon ve ad, soyad isteyip sıradaki kişinin defteri size kargolamasını sağlayacağız.

Siz kendinize ayrılan bölümü tamamladığınızda bize haber vereceksiniz ve biz de sıradaki kişinin bilgilerini size yollayacağız. Siz de defteri sıradaki kişiye kargolayacaksınız. Defterin son sayfasına gelene kadar bu şekilde devam edecek.

Gökyüzünden düşen yağmurlar çatı katındaki camın üstüne temas etmesiyle hedefine saplanan ok gibi ses çıkmasına sebep oluyordu. Bu ses Yavuz’un sakinleşmesini sağlıyordu. Yatağında boylu boyunca uzanan 1.90 boyundaki cüsseli Yavuz derin derin nefes alıp vermeye devam ediyordu. Yağmur sesi dışında hiçbir ses duyulmuyordu. Zaten bulundukları ev geçen sene vefat eden dedesinden onlara miras olarak kalmıştı ve İstanbul’un varlıklı semtlerinden birinde bahçeli müstakil bir ev olduğu için sokakta da ne çocuk sesi ne de yoğun bir araba gürültüsü vardı. O anda Yavuz bulunduğu durumda ne yapması gerektiğini bir tülü bulamıyordu. Aslında olay bundan 3 ay önce başlamıştı.

Güzel güneşli ama insanı boğmayan bir sıcaklıktaki ve hafif hafif esen rüzgar eşliğinde üstü açık daha alına bir sene olmamış, mat mavi rengindeki arabasıyla sahil  yolundan ilerleyerek saat 10’daki dersine yetişmeye çalışıyordu. Aslında bu havada canı ders dinlemek değil en büyük eğlencelerinden biri olan kulübe evlerine gidip orman içinde okçuluk atışları yapmak istiyordu. Ama bugünkü dersi devamsızlık yönünden sıkıntısı olan bir dersiydi ve zorunlu olarak bu derse gitmesi şarttı. Yoksa bu dersten kalabilirdi ta ki telefona bir bildirim düşene kadar. Sol eli direksiyonda iken sağ eli hafifçe sağ koltuktaki gül kırmızısı rengindeki telefonuna uzanıp gelen mesajı okuduğunda bir anda fena şekilde sevinip sonrasında kendini sevdiği için suçluluk duygusu içinde buldu. Okul grubundan gelen tek cümlelik mesajda Mehmet Hoca’nın eşi ameliyat olduğu için bu hafta hiçbir derse giremeyecek yazıyordu. Sevinmesinin sebebi dersin iptal olmasıydı. Vicdani yönden rahatsız olmasının sebebi ise hocanın eşini ameliyat olmasını takmaksızın sadece dersin iptal olmasına sevinmesi kendini kötü hissetmesine sebep olmuştu. İçinden hocasından özür dileyerek yoluna devam etti. 

Artık yeni rotası belli olmuştu. Gidilecek yer okul yerine kulübe olmuştu. Kulübe İstanbul dışında bulunduğu için evi arayıp annesine haber verecekken telefonu kız kardeşi açmıştı ve annesini telefona istediğinde kardeşi annesinin birkaç iş için dışarı çıktığını söylemişti. Yavuz kardeşi Meltem’e kulübeye doğru yol aldığını telefonunun şarjının az olduğunu ve bu durumu annesine eve gelince haber etmesini istedi. Yavuz telefonu kapattıktan sonra direk kulübeye geçmeden bir spor mağazasına geçip yeni oklarını alıp akşam üstü saatlerinde kulübeye varmış oldu. Arabasından indiği gibi yeni oklarından birini yayına takıp üç metre uzunluğunda ve iki metre genişliğindeki hedefe yolladı. Ok yerden yarım metre yukarı saplanmıştı. Gidip oku hedeften çıkardığında okun diğer tarafından çıkan başı kan içindeydi.